Sitemize hoşgeldiniz!
Organik Tarım
Çevre sorunları ve çevre kirliliğinin günden güne arttığı günümüzde, organik tarım insanlık için yeni bir umut kaynağı ve geleceği için büyük bir yatırımdır. Biyolojik tarım, ekolojik tarım , bio tarım, organik tarım gibi farklı kelimeler ile ifade edilen “Organik Tarım“, zirai üretimde artan kimyasal gübre, pestisit, zirai ilaç kullanımının ekoloji ve sağlığımız üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması için farklı yöntem olarak doğmuştur. Resmi dili İngilizce olan ülkelerde, üretimlerinde ekolojik prensipler uygulanan tarımsal yöntemler/metotlar için “Organik Tarım” terimi, diğer birçok ülke de ise “ekolojik tarım” teriminin kendi dilindeki karşılıklarını kullanmaktadırlar. Bu yazımızda ise sizlere organik tarım nedir, ekolojik tarım nedir, organik tarım farkları nelerdir, organik tarım faydaları nelerdir, organik tarım nasıl yapılır, organik tarım çiftliği nasıl kurulur, organik tarım belgesi nedir nasıl alınır, organik ürün belgesi nedir nasıl alınır gibi sorulara cevap vereceğiz.
Dünyada “Organik Tarım” kelimesi kullanımlarına kısaca bakacak olursak, Almanya’da, “Ökologischer Landbau”; İsveç’te, “Ekologisk produktion” vb. Bunun dışında “Ekolojik” kelimesi büyük organik üretim/sertifika/denetim kurumlarının isimlerinde de yer almaktadır. Mesela Norveç’te Organik Tarım Enstitüsü – “Norsk senter for Økologisk landbruk-NORSØK” ya da Almanya’da Federal Tarım Bakanlığı Organik Ofisi – “Referat Oekologischer Landbau” – gibi. Örnekleri artırabiliriz. Bunların yanı sıra İsviçre, Avusturya, İtalya ve Fransa gibi ülkeler ise “Biyolojik Tarım” terimini tercih etmektedir. 2092/91 nolu AB (Avrupa Birliği) Yönetmeliği oluşturulurken, yönetmelikle ilgili komisyon tüm bu eğilimleri göz önünde bulundurarak her üç kullanımın da (organik, ekolojik, biyolojik) korunacağını, AB (Avrupa Birliği) resmi dillerinde “Bio” ya da “Eko” kelimelerinin de kullanılabileceğini belirtmiştir. Ülkemizde ise 10.06.2005 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik“e göre organik tarım ürünü için sadece “organik” kelimesinin kullanılması gerekmektedir. Peki “Organik Tarım Nedir” ? Yazı içeriğimizde istediğiniz bölüme gitmek için aşağıda bulunan içindekiler kısmını kullanabilirsiniz. İyi okumalar…
Organik Tarım Nedir ?
Doğal düzeni, ekolojik dengeyi değiştirmeden sağlıklı ürünlerin üretilmesi amacıyla, bitkisel ve hayvansal üretimi uygun ekolojilerde, kültürel önlemleri birincil olarak kabul ederek, bitkiyi dış faktörlerden koruma ve zararlılarla mücadelesinde doğal metodları uygulayarak ve bir sertifikasyon süreci ile kontrol edilen üretime “Organik Üretim” ve bu yolla elde edilen ürünlere de “Organik Ürün” denir. Bütün bu sistemin tamamına ise “Organik Tarım” denilmektedir. CODEX Alimentarius’a göre, organik tarım, “topraktaki biyolojik hareketi, biyolojik dönüşümü ve biyolojik çeşitliliği de içeren tarımsal eko sistem sağlığını artıran ve zenginleştiren bütünsel bir üretim ve işletim sistemidir”. Codex Alimentarius ise kısaca, uluslararası kabul görmüş standartlar, uygulama kuralları, kılavuz ilkeler ve gıdalar, gıda üretimi ve gıda güvenliği ile ilgili diğer önerilerin bir koleksiyonudur.
Konumuza tekrar dönelim. Geçen zaman içerisinde, bu sistemin alternatif bir tarımsal yöntem olmaktan çok bir yaşam felsefesi olduğunu ortaya çıkarmıştır. Farmobile olarak bizimde paylaştığımız bir paydadır. Dünya nüfusunun artmasıyla, buna bağlı olarak tüketim talebinin de arttığı bir gerçektir, ve olması beklenen sonuçtur. İşte tam da bu noktada talep edilen tarımsal üretimi karşılamak için tarım arazilerinde bir genişleme yoluna gidildiyse de nihai hedef, birim alandan maksimum oranda ürün almaya dönüşmüştür. Ancak bilinçsizce, bu alanda eğitimsiz kişiler tarafından yapılan tarım faaliyetlerinin insan, hayvan ve doğayı tehdit ettiği, yer altı sularının tükenmesine, kirlenmesine, doğal bitki ve toprak patterninin bozulmasına/değişmesine ve biyolojik çeşitliliğin zarar görmesine yol açtığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. İlk olarak Kuzey Avrupa ülkelerinde görülen bu olaylardan sonra ise Amerika Birleşik Devletleri’nde bir takım üreticilerin liderliğinde sentetik ilaç (pestisit) ve sentetik gübre kullanılmadan tarımsal üretime başlamıştır. “Organik Tarımın Faydaları Nedir” ? diye inceleyecek olursak eğer.
Organik Tarımın Faydaları Nelerdir ?
Faydaları saymakla bitmeyecek olan Organik Ürünlerinin tercih edilme nedenlerini kısaca 10 madde olarak sıralayabiliriz.
Organik Tarımın Farkı Nedir?
Organik tarımı diğer tarım metodlarından ayıran ve farklı kılan en önemli özellik atık ürünlerdeki toprak besin elementlerinin yenilenebilir kaynaklar ve geri dönüşüm sistemi uyarınca toprağa geri verilmesidir.
Organik tarım ekolojik sistemin, zararlılar ve hastalıklarla kendine özgü yöntemlerle mücadele etmesi esasına dayanır. Binlerce yılda oluşmuş bu ekosisteme doğrudan müdahale etmek yerine bu ekosistemin bir parçası olduğu prensibine dayanmıştır. Organik tarımda zararlılarla mücadele sırasında pestisitlerin, herbisitlerin, kimyasal gübrelerin, büyüme hormonlarının, antibiyotiklerin ve modifiye edilmiş genlerin kullanımı tamamen yasaklanmıştır. Organik üretim yapan firmalar şirketler çiftlikler, ekolojik sistemin korunmasını sağlamak, kirliliğin azaltılmasını benimsemek ve buna uygun davranmak, buna uygun metotlar kullanmak durumundadırlar.
Organik tarım kendi başına farklı bir tarım teknolojisi değildir. Organik tarım bugün bir metot olmakla birlikte aynı zamanda bir felsefi düşünce ya da bir yaşam tarzı olarak da ele alınmalıdır. Aksi taktirde, özellikle ülkemizde organik tarım yöntemi yeterince desteklenmediğinden tüketici kendi avantajlarını kısa süre içinde göremeyecek, üretimin azalması ve tüketicinin yükselen fiyatları kabul etmemesi sonucu organik tarımın ülkemizdeki uygulama süreci daha da uzayacaktır. Ancak, bu alternatif üretim şeklinin kurallar çerçevesinde eksiksiz uygulanması halinde; tüm insanlığın ve gelecek nesillerin sağlığının ve toprak, su kalitesinin korunması, erozyonun önlenmesi, iklimsel anormalliklerin azalması, toprakların bünyesindeki canlı ve organik madde kapsamlarının artması, hastalık yapıcı organizmaların ve zararlıların ilaçlara karşı bağışıklık kazanmalarının önlenmesi; işletmenin gübre, ilaç girdilerinin azalması, ilaç ve diğer kimyasalları kullanan insanların sağlıklarının korunması ve enerji tasarrufu sağlanması mümkün olacaktır. Pahalı ve kısa tarım yerine, ucuz ve uzun vadeli tarım yapılacak; ancak üreticinin gelirinin artması ve elbette insanların daha sağlıklı ürünlerle beslenmesi gibi birçok önemli avantaj sağlanmış olacaktır. Doğrudan ve dolaylı yollardan bizlere daha faydalı olan bu tarım metodu konvansiyonel tarım karşısında ne yazık ki desteklenmemekte ve yine üzülerek söylüyoruz ki önemi tam olarak anlaşılamamaktadır.
Birçok açıdan farklı ve faydalı olan “organik tarım nasıl yapılır” sorusunun cevabı ise aşağıda detaylıca yer almaktadır.
Organik Tarım Nasıl Yapılır ?
Organik tarım yapmak, sadece kimyasal kullanmamak anlamına gelmemektedir. Organik tarım nasıl yapılır sorusunun cevabı çok daha kapsamlıdır. Örneğin yetiştirilen ekinler, üretilen ürünler ve besi hayvanları ile ilgili belli bazı değişikler yapmayı gerektirir. Zararlı organizma, yabancı zararlı otların denetimi ve gıda yönetimi metotları bunların başında gelir. Ayrıca uyulması gereken kurallar arasında, sıhhi tesisat, stres yönetimi, optimal yoğunluk, gen iyileştirme, toprak koruyucu bitkiler ve ekim nöbeti sırasında alınan koruyucu önlemler de bulunmaktadır. Bunlar hem bitki hem de hayvan sürülerinin sağlığını korumak için çok önemli unsurlardır. Çünkü organik üretimde zararlı böcekler ve hastalıkların denetimi amacıyla kimyasal maddeler kullanılamaz. Organik çiftlik sahipleri yapay böcek ilacı, yapay gübre ve antibiyotik kullanmazlar.
Organik tarım ve hayvancılığa geçerken iyi düşünmeniz gerekmektedir. Organik tarımın sadece bir iş değil aynı zamanda bir felsefe, yaşam tarzı olduğunu da unutmamalısınız. Ayrıca geçiş süreciniz çok hızlı olursa maddi sıkıntılar yaşayabilirsiniz. Çünkü organik üretime dönüşümün ilk yıllarında ürünlerden alınan verim düşecek ve satacağınız ürünler tam organik olana kadar kar payınız azalacaktır. Zaman içinde iyi bir yönetim ile kar düzeyiniz tekrar artacaktır. Fakat bu sureci iyi yönetmeli ve yukarıda da bahsettiğimiz gibi sadece meslek gözüyle bakmamalısınız.
Değişime başlamadan önce geçerli sebeplerinizi ve hedeflerinizi değerlendirmelisiniz. Organik üretime geçmek bu işe yaklaşımınıza, değişimi yönetmenize bağlı olarak birkaç yıl sürer. Geçiş süreci boyunca organik ürün sertifikası alabilmenin şartları da göz önünde bulundurularak hareket edilmeli, değişim süreci buna göre kurgulanarak ilerlenmelidir.
Bu süreç gerçekten çok fazla emek isteyen bir süreçtir. Peki bu süreci göze alıyorsanız “Organik Çiftlik Nasıl Kurulur” başlığına geçebiliriz artık.
Organik Çiftlik Nasıl Kurulur?
Adım 1 – Arazi Satın Almak ya da Kiralamak
Organik çiftlik kurmak uzun vadeli ve sonradan konumuzu değiştirmenin çok kolay olmadığı bir iştir. Karar vermeden önce şu sorularla ilgili lütfen detaylıca. Mülk üzerindeki mali yükümlülükleriniz neler? Mülkiyet durumunuz denir? Kaç dönüm üzerinde kontrol hakkınız var? Eğer arazinin sahibi siz değilseniz uzun dönem kiralama şartlarınız nasıl? Bu sorular üzerinde detaylıca durulması gereken konulardır. Takdir edersiniz ki temeliniz o arazi olacaktır ve sonrasında oluşacak bütün yapı o temel üzerine inşa edilecektir.
Bir organik çiftliğin ayakta kalabilmesi, üreticinin tutarlı miktarda üretim yapabilecek kadar mal varlığının olmasına bağlıdır. Ufak çiftlikler tahıl ve soya gibi tarla ekinleri için uygun olmayabilir çünkü kullanılan teçhizat ve pazarı açısından karlılık sağlayabilecek ölçek ekonomisine sahip değildir. Hayvancılık yapanların mera olarak kullanabilecekleri verimli arazilerinin olması gerekir. Organik üretime geçiş süreci boyunca finansal istikrarın olması, arazi sahibini ve diğer çiftlik mülklerini, beklenmeyen harcamaların yarattığı riskten korur. Organik çiftlik kurulumu ya da organik tarıma geçişin yıllar alabilecek bir değişim süreci olduğu göz ardı edilmeden maliyet hesaplamaları bu çerçevede yapılmalıdır.
Adım 2- Arazinizdeki Toprağın Yapısal Özellikleri
Toprak türü (kumlu, verimli, killi ), sertliği, eğimi, drenaj vb. gibi özelliklerin hepsi o arazide yetiştirilebilecek bitki türleri üzerinde belirleyici olur. Bazı sebze türleri kumlu araziye ya da yoğun organik maddeli toprak türüne uyum sağlarken,farklı türde bir arazi yapısına, örneğin ağır killi araziye uyum sağlayamaz.
Bazı kumlu toprak türleri yazın kuraklığa yatkın olduğu için ve bazı tarla ekinlerine elverişli ortam sağlayamaz. Yüzeye yakın kayalıklar ve taşlı araziler toprağı sürerken ve ekim yaparken zorluk çıkarabilir. Taşlık tarlalar birçok ekin türü için uygun değildir ama mera olarak kullanılabilir. 2%’den fazla eğim ( 100 metrede 2 metre dikey eğim) toprağı erozyona eğilimli hale getirir ve mutlaka koruma stratejileri oluşturmak gerekir. Yüzde altıdan fazla eğim ise o arazide kaliteli mahsul üretimini imkansızlaştırmaya başlar. Arazi dahilindeki değişkenlikleri de hesaba katılmalıdır. Bazı durumlarda tarlanın büyük bölümü belli tür ekinler için uygun olmayabilir ama daha düzlük olan bazı ufak bölümleri yüksek değerli ekin yetiştirmek üzere kullanılabilir. Kısacası arazinizi seçerken öncelikle yetiştireceğiniz ürünleri belirlemeli buna gör bir strateji oluşturmalısınız. Arazini iyi okumalı ve arazi içerisinde bölümlendirme/konumlandırma yaparak optimum faydayı sağlayacağınız bir ekim planı oluşturmalısınız.
Adım 3 – Toprağı İyileştirme Stratejileri
Toprak drenajı kötüyse, yeraltı drenajı döşenmelidir. Bu sistem için hektar başına 1.250 dolar ile 2500 dolar arası (metrekaresi 500-1000 dolar arası) bir masraf çıkar. Bu sistemi kurmak için süzülen suyun çıkış yollarının mevcut olması gerekir. Toprağın pH seviyesini, tarım kireci kullanarak dengeleyebilirsiniz. Kırma çalışmaları yaparak düşük organik maddeli toprakları ıslah edebilirsiniz. Bu strateji on yıl bile sürebilecek bir devam eden bir uygulamadır. Toprağın organik madde seviyeleri bir yılda ancak 0.1-0.2% oranında arttırılabilir. Baklagiller ekerek nitrojeni dengeleyebilirsiniz. Diğer mineralleri de kırma çalışmaları yaparak düzenleyebilir, homojenize edebilirsiniz. Ama fosfor ve potasyum gibi minerallerin seviyesinin çok düşük olması birçok zorluk yaratacaktır. Uygun hayvan gübreleri kullanılarak mineral seviyeleri kolayca yükseltilebilir. Bunun için çiftliklerde atıkların gübreye dönüştürülmesini sağlayacak gübre yönetimi oluşturulur.
Organik çiftlik kurarken toprak florası ve faunasının niteliğini geliştirecek sağlıklı çiftçilik uygulamaları yapmak çok önemlidir. Her yıl değişik ekin ekerken (ekim nöbeti) nitrojeni artırmak için otlak ekinleri, geniş yapraklılar ve özellikle baklagiller tercih edilmelidir. Ekin sırasını planlarken ilk mahsulün gereksinimleri ve arta kalan çökeltilerinin, bir sonraki ekini nasıl etkileyeceğini de düşünmelisiniz. Ekin nöbetini planlarken, mineral yönetimi ve haşere ile mücadele gibi meseleleri de hesaba katmalısınız. Toprak erozyonunu azaltmak için koruyucu bitkiler kullanmalı, koruyucu bitkiler toprağın organik maddelerini çoğaltır ve topraktaki bakteri, mantar, solucan çeşitliliğini sağlayarak toprak florası ile faunasını düzenleyerek zengin bir toprak yapısı oluşturmaya da katkı sağlar.
Adım 4 – Kuruluş Değişiklikleri İçin Bütçe
Şirket açmak ve işi büyütmek için yeterli sermayeye sahip olmak çok önemlidir. Arazi ve donanımlar için, ambalaj ve depolama için, özellikle gelişmekte olan veya büyümüş bitki ve hayvancılık tesisleri için belirli bir miktar sermaye gerekmektedir. Varolan mal varlıkları kredilere teminat olarak kullanılabilir. Küçük işletmelerde saha çalışmaları için operatör ve donanım kiralamak çok daha ekonomik olacaktır. Komşularla alışveriş ve takas yapmak da oldukça verimlidir.
Mahsul veriminin çok azaldığı, organik üretime geçiş döneminde bütçenizi dikkatlice idare etmelisiniz. Bu dönemde ürün kalitesi de düşebilir. Özellikle taze sebze ve meyvelerin standardı bozulup piyasaya sürülemeyecek olanlarının miktarı artar. Mahsul verimindeki düşüş, gelirin de azalmasıyla birlikte brüt gelir üzerinde belirli bir oranında düşüş gösterecektir.
Organik üretime geçerken aşamalı bir yol izleyin. Çiftliğin bir bölümünü organik tarıma dönüştürürken, bazı alanları da organik olmayan eski haliyle bırakabilirsiniz. Bu bir aşamalandırmadır. Lakin sistemin, sertifika alırken ve kayıt tutarken bazı sorunlar çıkarabileceğini unutmayın.
Adım 5 – Bilgi ve Tecrübe
Bitki ve hayvan yetiştirmede işin sırrı bilgi ve tecrübede gizlidir. Özellikle piyasa geliştirmede pazarlama becerisi gerekir. Çiftçiler, yaşanan sıkıntıları atlatabilmek için yetiştirdiği mahsul ve hayvan cinsleriyle ilgili çok geniş bir bilgiye sahip olmalıdır. Üretimde herhangi bir problemle karşılaştığında sorunu çözmek için gereken bilgiyi nereden edineceğini de bilmelidir.
Organik üretime geçiş, zihniyet ve tavır değişikliğini de gerektirir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu bir iş değil aynı zamanda bir felsefedir. Çıkabilecek sorunları önceden tahmin edip, öncesinde önlemler almak size birçok açıdan fayda sağlayacaktır. Çok çeşitli bitki ve hayvan türleri ile ilgili araştırmalar yaparak organik üretime geçtiğinizde her türün kendi ihtiyaçlarını belirlemiş olmalısınız. Kitap okuyarak, internette araştırma yaparak, benzer işi yapanlarla iletişim kurarak bilgi dağarcığınızı genişletebilirsiniz. Böceklerle kimyasal madde kullanmadan nasıl başa çıkabileceğinizi öğrenmek ve minerallerin yönetimi oldukça ancak farklı bir anlayış ile mümkündür. Ekosistemin bir parça olduğunuzu asla unutmamalı ve sorunlar karşısında geliştirdiğiniz çözümlerin de bu ekosisteme zarar vermeyeceğine emin olmalısınız.
Anlık gelişen sorunlara doğru yaklaşımla müdahale etmek ve ne yapacağını bilmek ancak tecrübe ve bilgiyle mümkündür. Hastalıkları teşhis etmek, böcek ve yabani ot sorunlarını erken tanımlamak sağlam bir bilgi birikimi ile çok dikkatli gözlem sayesinde mümkündür. Başarılı bir hayvancılık işletmesinin temeli hastalıkları önlemek olduğuna göre, hayvan yetiştiriciliğinde uzmanlaşmak, gerekli eğitimleri almak gereklidir. Yeni bitkiler veya yeni hayvan türleri yetiştirmek yeni teknikler kullanmayı gerektirir. Belli bir grup ekin üzerinde tecrübe edinmenin diğerlerine de faydası olur ama yine de her ekin türünün kendine has sorunları vardır. Çiftlikte kullanılan teknik donanımdan en fazla verimi alabilmek ve gerektiğinde düzeltmek, zamanla ve tecrübeyle kazanılan bir beceridir.
Organik üretime geçerken yaşanabilecek en büyük zorluk ürünlere pazar bulabilmektir. Organik ürünlerin piyasası henüz fazla büyümediğinden dolayı, geleneksel ürünlere nazaran satışı için çok daha fazla çaba harcamak gerekiyor. Pazarlama ajanslarının da desteği daha azdır. Özellikle hiçbir pazarlama tecrübesi olmayan yetiştiriciler için pazarda varolabilmenin yollarını öğrenmek çok daha zordur. Taze ürünlerin, hayvan ve et, süt, yumurta gibi hayvansal ürünlerin satışına birçok düzenleme getirilmiştir. Pazarın yapısını ve düzenlemeleri iyice araştırarak anlamak çok önemlidir.
Adım 6 – Zaman Yönetimi
Çiftlikteki işler ve çiftlik yönetimi için gereken zaman ile personel imkanlarını hesaplamalısınız. Her mahsul ve besi hayvanının üretim ve pazar döngüsü için gereken zaman birbirinden farklıdır. Besi hayvanlarının ve bitkilerin türünü seçerken çiftlikte birbirini tamamlayıcı olacak şekilde bir düzene sokabilirsiniz. Ki zaman hesaplaması yapılırken hava şartları da hesaba katılmalıdır. Sert havalar ve yağmur gibi faktörler bazı işlerin yapılmasına engel olur ve daha fazla gecikme sebebiyle kaliteden veya verimden ödün verilir.
Adım 7 – Ekipman ve Binalar
Yetiştireceğiniz mahsul ve besi hayvanları için elinizde olan donanım ve binaların durumunu değerlendirin. Yapılması gereken onarımları, satın alınması gereken unsurları belirleyin.
Kendi becerilerinizi belirleyin. Ufak tamiratları, makinelere gereken bazı düzeltmeleri anında yapabilmek başarının anahtarıdır. Yeni alınan malzemeleri tanımak, öğrenmek ve en iyi şekilde kullanmak için araştırma yapmalısınız. Sürekli yapılan bakımlar çiftlik makineleri ve aletlerinin performansını korumada çok önemlidir. Bu yüzden belirli periyotlarda ekipman bakımlarınızı yapmalısınız. Zaman yönetimi yaparken bunları da göz önünde bulundurmalısınız.
Adım 8 – İşletme Planlaması
Organik üretim, çok az çiftlik tecrübesi olanlara veya hiç tecrübesi olmayan insanlara zor gelecektir. Organik üretim girişimlerin başarısını garantilemek için birçok faktör dikkate alınmalıdır. Gerçekçi ve sağlam bir iş planı gereklidir. İş planı hedefinizi, nasıl ve ne üreteceğinizi, öngörülen başlangıç tarihinizi, var olan risklerin üstesinden nasıl geleceğinizi ve öngörülen kazanımlarınızı açıklayan yazılı bir belgedir. Ve başarılı bir işletme ya da girişim için en önemli faktördür. Çünkü işletme planlamanız doğru yapılması durumunda ortalama bir arazi üzerinde bile iyi bir sonuç alabilirsiniz.
Bir iş planının temel unsurları ise aşağıdaki şekildedir:
Organik Tarım Belgesi Nedir Nasıl Alınır?
Organik tarım, tarımsal üretim metodları/sistemleri içinde güvenilirliği ve izlenebilirliği en üst düzeyde olan bir sistemdir. Çünkü bu konudaki yerli ve yabancı bütün standartlar, üretimin tarladan sofraya kadar olan bütün aşamalarının kontrolünü ve belgelendirilmesini zorunlu tutmaktadır. Kontrol ve belgelendirme çalışmaları bu nedenle organik üretim faaliyetlerinin birinci adımıdır ve tüketicinin güvenini kazanmanın en önemli bir parçasıdır.
Belgelendirme çalışmaları, organik tarım standartlarının gereği olan bütün kontrol yöntemlerinin uygulanması ve bunun sonucunda girdinin ve ürünün denetiminin yapıldığı yasal düzenlemelere göre değerlendirilerek uygunluğunun saptanması için yapılmaktadır. Kontrol ve belgelendirme yapacak kuruluşların da kurulduktan sonra en geç iki yıl içinde akredite olmaları gerekmektedir (TS EN ISO/IEC 17065 Uygunluk değerlendirmesi – Ürün, proses ve hizmet belgelendirmesi yapan kuruluşlar için şartlar standardı).
Üretici firmanın belgelendirmeye yetkili kuruluşa başvurması ile başlayan “organik tarım belgelendirme” süreci, belgelendirmeye yetkili kuruluş gerekli değerlendirmeleri yaparak, denetim çalışmalarını başlatmasıyla devam eder. Belirlenen risklere göre ve şüpheli durumlarda, toprak, bitki veya meyve örnekleri alınarak gerekli analizler yaptırılmaktadır. Analizlerin ISO 17025 standardına göre akredite edilmiş bir laboratuvarda yapılması zorunludur. Analizlerinizi yaptırmadan önce laboratuvara ISO standartlarına göre kabul edilmiş, etkinleştirilmiş bir belgesi olup olmadığından kesinlikle emin olun. Bahsi geçen akreditasyona sahip olmayan laboratuvarların analiz sonuçları kabul edilmemektedir. Denetimler sonrasında hazırlanan rapor sonuçlarına göre belgelendirme kuruluşu işletmeye “Organik Tarım Belgesi” ‘ni düzenleyerek teslim eder. Belge üzerinde, ürünün izlenebilirliğini sağlaması açısından gerekli bütün ayrıntılar yer almalıdır. Bu belge ile ürünün geliştirilmesi ve ticaretinin artırılması için bir takım destekler sunulmaktadır. Detaylı bilgilendirme için hibe programlarına göz atabilirsiniz.
Organik Ürün Sertifikası Nedir Nasıl Alınır?
Organik ürün sertifikası, yukarıda belirttiğimiz şartlarda yapılan ve ekosistem ile iç içe olmuş bir üretim metodu olan organik üretim, çiftlik ve yerel kaynakların faaliyetine dayanan, kendine yetebilecek düzeyde kapalı bir ağın oluşturduğu ve nihai mamulün yerine tüm üretim aşamalarının incelenip sertifikalandığı üretim bir üretim ağıdır. Kısacası “Organik Ürün Sertifikası” sadece üretim sonucu ortaya çıkan ürününüze değil ürün ortaya çıkan süreç içerisindeki tüm unsurlara birlikte bir sistem olarak değerlendirilip, verilir. Sözleşmeli çiftçiler, bahçelerinde ve tarlalarında hiçbir suretle sentetik kimyasal ilaç, pertisit, hormon ve gübre uygulamayacaklarını imzaladıkları sözleşmelerle taahhüt ederler. Bu koşullara uygun şekilde üretimi gerçekleşen organik ürünlerin her birine, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ( https://www.tarimorman.gov.tr/ ) tarafından inceleme görevi verilen uluslararası bağımsız inceleme kuruluşları, ürünlerin “organik ürün” olarak kontrollü imal edildiğini belgeleyen “organik ürün sertifikası” verirler.
Yazımızda organik tarım, organik ürün nedir, organik ürün tarım faydaları nelerdir, organik ürün sertifikası nasıl alınır, organik ürün şirketleri vb konuları işledik. Bir sonraki konumuz olan “Organik Ürün Rehberi” yazımızı yine blogumuzda bulabilirsiniz.